19 Ağustos 2012 Pazar

5- Sonrası

Sonuç olarak, bütün olanlardan sonra artık 6 ayda bir pil kontrolü yaptırmam gerekiyor. Ama ilk kontrol ameliyattan bir ay sonra, ikinci sefer de bundan 3 ay sonra yapılıyor, artık bundan sonra 6 aylık mutad düzene giriyor. Kontrolleri doktorlar yapmıyor. Pil şirketinden randevu alıp teknisyenle istediğiniz yerde buluşuyorsunuz. Adam göğsünüzde pilin olduğu yere, pille bilgisayarın iletişimini sağlamak için mouse büyüklüğünde bir şey yaklaştırıyor, pildeki bütün bilgiler bilgisayara kablosuz olarak aktarılıyor. Bütün kontrol 5 dk cüvarı sürüyor. Asıl baktıkları şey pilin daha ne kadar ömrünün kaldığı (kullanıma göre piller genelde 5-8 sene arasında gidiyormuş), pilin kalbe ne kadar müdahale ettiği (müdahaleler zamanla azalıyorsa kalbin iyileştiğini anlıyorlar mesela) ve kalbe giden tellerin (elektrotlar) alınan bir darbeyle falan yerinden oynayıp oynamadığı. (oynadıysa başınız dertte...)

Kalp iyileşir mi? Benim durumumda iyileşebiliyormuş. Yani kalp şimdi sinirlerin hasar görmesinden dolayı düzgün atamıyormuş. Ama sinir hücreleri bütün vücutta senede ortalama birkaç milimetre uzuyormuş. Eğer sinirlerdeki kopukluk çok hafifse, uzun da sürse, bir süre sonra kalpteki sinirler uzayıp kalbi eski haline getirebiliyormuş.

Bu da düşündürüyor insanı. Yani hiçbir şeyin insanın elinde olmadığını tam fark ediyorsunuz. Kalpteki sinirler birkaç milimetre kısa olunca işte kalp atmıyor. Sinirler olması gerekenden birkaç milim uzun olunca da kalp çok atıyormuş, 140 - 150 falan. Bu da benim bradikardi rahatsızlığımın tam tersi, taşikardi. Bunu tedavi etmek için de kalbe damar vasıtasıyla elektrikli bir kablo sokup kalp duvarlarındaki sinirleri yakıyorlarmış (cardiac ablation). Enteresan şeyler. Kalp atışlarımızın üzerinde hiçbir irâdemiz yok, her şey Allah'ın elinde işte çok net. Başına gelince insan daha iyi anlıyor. Anlıyor da ne oluyor, pek bir şey olmuyor o da ayrı mesele. Böyle kâinatın hassas sırlarını idrâk etmiş gibi konuşuyorum ama rahatsızlıkran önceki hâlimden bir farkım yok mâlesef.

Yapmamam gereken şeylere gelince; aslında yapmamam gereken neredeyse hiçbir şey yok. Artık kalp pilleri eskisi gibi değilmiş ve telefondan, x-ray'den pek etkilenmiyorlarmış. Olur da etkilenirse bile geçici etkileniyormuş ve manyetik alandan uzaklaşınca pil normal çalışma düzenine dönüyormuş. Doktorların söyledikleri şeyler: 1- Cep telefonunu pile yaklaştırma ve telefonla sağ kulağınla konuş. 2- Yüksek gerilim hatlarından uzak dur, etraflarında çok oyalanma. 3- Sol kolunu aşırı yorma, zorlama. Bu kadar. Bir de kimlik kartı verdiler. Artık kartımı gösteriyorum ve x-ray'lerden geçmiyorum. Çok hoş.

Bu blog'un vazîfesi buralarda bitiyor. Artık kalp bloğu ve kalp pili hakkında anlatmayı düşündüğüm pek bir şey yok. Kayda değer bir şey tecrübe edersem muhtemelen ekstra bir şeyler yazarım. Yorum falan yapılırsa, bu konularda soru sorulursa da pek cevap yazamam herhalde çünkü bu blog'u kullanmadığım bir mail üzerinden açtım, bildirimler asıl mail adresime gelmeyecek. Siz de rahatsızsanız geçmiş olsun, sağlıklıysanız Allah âfiyetinizi dâim etsin,

vesselam.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

4- Askerlik

Eğer kalp pili olanların askerlik yapıp yapmadığını araştırırken internette bu sayfayı bulduysanız hemen söyleyim: kalp pili olanlar askerlik yapmıyor. Halk arasında "çürük raporu" denilen raporu alip askerlikten muaf oluyorlar.

Şimdi benim yaşadığım tecrübeyi aktarayım.

Önce bağlı olduğum askerlik şubesine gittim. 15 tane fotoğraf istediler, ne yapacaklarsa o kadar fotoğrafı... Oradan bir belge hazırlayıp beni Florya Hava Harp Okulu Reviri'ne gönderdiler. Böyle bir cümleyle yazıyorum ama belgeyi almak sabahtan öğlene kadar sürdü. O gün öğleden sonra gittim revire, doktor raporlarıma bakıp beni Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi kardiyoloji servisine sevk etti. Ama direkt gidemiyormuşum. Yine askerlik şubesine gidip sevki onaylatmam gerekiyormuş. Yine Büyükçekmece'ye dönüp yeni sevk çıkarttım ki, mesai bitti.

İkinci gün Kasımpaşa'ya gittim. Kardiyolog yerinde değildi. Bir süre bekledim, baktım gelmiyor, meğer izindeymiş, yokmuş. Ben de ne yapacağım diye sağa sola sordum, aile hekimi ofisine yönlendirdiler. Orası yeni sevk yazdı, Haydarpaşa GATA'nın kardiyolojisine sevk etti. Ben "İnşallah oradaki kardiyolog da izinde değildir" dedim. Askeri doktor hatamı düzeltir gibi "Umarım!" dedi. Askeri hastanede olduğumu tekrar idrak ettim. Öğleden sonra GATA'da olabildim. Doktor oradaymış. Başta EKG'mi çektiler. Sonra doktoru gördüm. Kalp pilim olduğunu söyleyince hiç EKG ye falan bakmadan "Zaten askerlik yapmayacaksın" dedi. Pek muayene gibi bir şey yapmadı. Ameliyat olduğum hastaneden "işlem raporu" ya da "epikriz" denen belgeyi istedi. Ben çıkarttırmamıştım. Orayı terk edip gittim ameliyat oldugum hastaneden o belgeyi çıkarttım. Eğer siz de bu işlemleri yaptıracaksanız şu ayrıntı önemli: bu belgenin kesinlikle fotoğraflı ve başhekim imzalı hazırlanması gerekiyormuş. Ameliyat olduktan sonra çıkarttırırsanız sonradan uğraşmamış olursunuz. O gün saat 3:55 te GATA'ya geri gitmeme rağmen doktorlar çıkmıştı. Askeri hastanede olduğumu iyice hissettim. Sonraki günlerde öğrendim ki, bu tarz hastanelerde mesai saatlerinin başından sonundan 1'er saate yakın kırpıyorlarmış. Geç gelip erken gidiyorlarmış falan. O gün de başka bir şey yapamadım yani.

3. gün yine sabahtan Büyükçekmece'den şehirlerarası bir yolculukla Haydarpaşa'ya gittim. Doktor epikriz i aldı ve elime bir yapılacaklar listesi yazıp verdi. Tam hatırlamıyorum ama şöyle bir şey: Göğüs röntgeni çektir, röntgeni baştabibe onaylat, heyet raporu fişi al, fişi baştabibe onaylat, röntgeni sekreterliğe onaylat, geri gel. "Bugün bunlar yetişir mi" dedim, doktor "yok, röntgen anca yetişir" dedi. Askeri hastanede olduğumu yeniden idrak ettim. Ama Allah yardım etti. Gerçekten olağanüstü rast gelmelerle o gün sekreterlik onayı hariç hepsini halledebildim.

Artık bugün biter "umarım" diyerek dördüncü gün hastaneye gittim. Rönten onayını halledip kardiyologa geri gittim. O da artık kendi raporunu yazıp "Bütün bu belgeleri Kardiyoloji servisi'nde sekreterliğe bırak" dedi. Gittim bıraktım, "Yarın sabah 9 da sağlık kurulu'na görüneceksin" dediler. Bugün de bitirememiş oldum.

Bu sefer "İnşallah bugün biter" diyerek 5. gün sabahın 7:15 inde yola çıkıp hastaneye gittim. Sağlık kurulu falan diyorlar, bir sürü doktor var kurulda ama bana yine benim işlemleri yapan kardiyolog baktı. Zaten sadece kardiyolog bakacaktıysa neden sağlık kurulu'na gönderdiler anlamadım. Belgeye baktılar, kalıcı kalp pili var dediler ve parmak izlerimi aldılar. O kadar. "Öğleden sonra gel raporu al" dediler. Öğlene kadar bekledim ve sonunda 1.30 gibi, sonuç bölümünde "Askerliğe elverişli değildir" yazan bir belge aldım. Hastanede işim bitmişti. Ama hala yapmam gereken bir şey vardı: raporu askerlik şubesine götürmek. Artık bir daha GATA'ya gitmeyeceğimi bilmenin rahatlığıyla Büyükçekmece'ye döndüm ve askerlik şubesine gittim. Hastaneden aldığım raporun 2 adet fotokopisiyle geriye kalan bürokratik işlemleri yaptılar. Asıl askerlikle ilişiğimin olmadığını belirten belgeyi nüfusa kayıtlı olduğum ilçenin askerlik şubesinden düzenlenip gönderilecekmiş. Bana da geçici bir belge verip gönderdiler. 

Allah'a şükür başka işim yoktu da 5 gün tam mesai bu işlerle uğraşabildim. Ama çalışan biri olarak rapor almanız gerekiyorsa en az 3-4 günü gözden çıkarmanız gerekecektir. 

7 Ağustos 2012 Salı

3- Ameliyat

Kalp pili ameliyati oldum deyince genelde insanlar çok büyük bir ameliyat geçirdiğimi zannediyorlar. Ama aslında öyle değil. Açık kalp ameliyatı değil. Mesela by-pass veya kapakçık ameliyatlerı gibi değil. Hatta anjiyodan bile daha kolay denebilir. Hatta diğer ameliyatlarda olduğu gibi özel ameliyat önlüğü bile giymemi istemediler. Eşofman ve yoğun bakım önlüğüyle ameliyathaneye aldılar. Ameliyat sırasında uyutmuyorlar. Sadece dişçide diş çekerken kullanılan uyuştuyucu gibi iğneyle göğsünüzü uyuşturuyorlar. Sonra köprücük kemiğinin altında derinin altına, göğüs kaslarınızın üzerine bir cep açıyorlar. Oradan geçen bir toplar damardan iki tane elektrot kablosunu kalbe gönderiyorlar. Kablolar damardan geçerken doğru yönde ilerlediğinden emin olmak için röntgenle durumu takip ediyorlar. Kablolar kalpte istenilen yerlere yerleştirildikten sonra kabloları pile bağlıyorlar ve çalıştığından emin olmak için birkaç test yaptıktan sonra başta açtıkları 5 cm'lik kesiği dikiyorlar. Bu kadar. Bütün işlem toplam 45 dakika falan sürüyor. Ameliyat sırasında uyanıktım ama üzerime bir örtü örttüler. Sadece göğsüme gelen yerde bir açıklık vardı. Ama doktorla konuşuyordum falan. Adamlar kalbime kablo salarken hafiften içimde bir şeyler hissediyordum falan. Enteresan bir duygu. Haa bir de ben nedense uyuşturucularla pek kolay uyuşmuyorum. Adam ilk neşteri vurduğunda daha tam uyuşmamışım, kesildiğimi bayağı hissettim. Doktor da şaşırdı ama birkaç dakika sonra hiçbir şey hissetmemeye başladım.

Ameliyattan sonraki sabah normal servise aldılar. Normal odada da bir gün kaldıktan sonra ertesi sabah taburcu oldum. Operasyon göğsümde yapıldığı için sol kolumu pek açamamamı, zorlayacak hareketler yapmamamı söylediler. Ameliyat sonrası kullandığım tek ilaç da, her ameliyattan sonra olduğu gibi, antibiyotik idi. 1 haftadan sonra pil için de ameliyat için de takip etmem gereken hiçbir ilaç kalmadı.

Bu da Youtube'dan bulduğum bir ameliyat videosu. Genel olarak benim geçirdiğim ameliyatla aynı.


3 Ağustos 2012 Cuma

2.1 Kızılok

Fikret Kızılok'a da son kalp krizi sonrası kalp pili takmışlar.